2 Mayıs 2016 Pazartesi

İftar Menüleri 7. Gün Menüsü

Sofrabezi yemek tarifleri sitesi iftar menüleri kategorisi altında 7. Gün iftar menüsü ile sizlerle birlikteyiz. İftar Menüsü: Karalahana dolması, Zerdeçallı mercimek çorbası, Kırmızı Biberli Peynirli Gözleme, Üzümlü Limonata
Ramazan Yemekleri 7. Gun Iftar Menusu
Ramazan Yemekleri 7. Gun Iftar Menusu
Bugünkü ramazan yemekleri menüsünde Karalahana dolması, Zerdeçallı mercimek çorbası, Kırmızı Biberli Peynirli Gözleme, Üzümlü Limonata bulunuyor.Bugünkü menüde bir doğallık olsun istedik. Zerdaçallı mercimek çorbası, karalahana dolması ve peynirli gözleme bize bu doğallığı gerçekten hissettirdi. Yaz aylarında karalahana pazarda bolca var. Bu arada soframıza kesinlikle kola benzeri asitli ya da uyduruk içeceklerden koymuyoruz. Bir gün en büyüğü reklam bile teklif etse, bu sitede o reklamı yayımlamayacağımızı da bilmenizde fayda var:))
Sağlıksız... Biz onun yerine üzümlü limonatayı öneriyoruz. Çok freş, rahatlatıcı bir tarif. Yaz boyu dolabınızda yer alabilecek lezzette... Afiyetler...

RAMAZAN YEMEKLERİ 7. GÜN İFTAR MENÜSÜ



RAMAZAN SAYFASI
Kul Tövbesi Allah'ı böyle sevindirir

  • Yüce Rabbimiz günah işleyen ve sonra da günahından pişmanlık duyan hiçbir kuluna kapıyı örtmemiştir. Bunun iki istisnası vardır:
  • Birincisi şu kişinin durumudur: Hayatı boyunca tövbe etmemiştir. Günahı aklına gelmemiştir. Böyle bir derdi de yoktur. Son anda – koma, sekerat anında – ise dünya perdesi kapanıp ahiret perdesi aralandığında ahiretteki halini görür. İşte o anda tövbe etmek ister. Ama bu tövbe ye's – hayattan ümidini kesmiş – bir insanın tövbesi sayıldığından reddedilir. Bu elbette ki daha önce hiç tövbesi, imanı olmayan, Allah'ı bilmemiş kişi için geçerli olur. Yoksa günahkâr bir mümin bile zaten bu hale gelmeden önce mutlaka tövbe etmiştir.
  • İkincisi ise şu kişidir: Kıyamet kopmaktadır. Daha önce iman etmemiş ve tövbe etmek aklına gelmemiş bir kişi bu dehşetli anı görünce iman etmek ister. Bunun imanı da kendisine iade edilir, reddedilir.
  • Gerçek bir mümin küçük bir günah işlediğinde, işlemiş olduğu bu günahını başına düşecek bir kaya gibi görür. Utanır, sıkılır. Pişmanlık duyar. Bunun altında ezilir. 
  • Münafık kişi ise işlemiş olduğu büyük bir günahı burnunun üzerine konan sivrisinek gibi uzak görür. Önemsemez. Pişmanlık hissi duymaz. Böyle bir derdi yoktur aslında. 
  • Hz. Peygamber (s.a.v.) Yüce Rabbimiz'în tövbe eden kulunun haline sevincini şöyle bir örnekle anlatır: "Bir kişi vardır. Yanına eşeğini almış çölde yola çıkmıştır. Eşeğinin üzerine suyunu ve yemeğini koymuştur. Çöl sıcaktır, yol uzundur. Bir süre sonra iyice bunalan bu yolcu, bir gölgelik bulur ve eşeğinin yanı başında uykuya dalar. Bu kişi bir an sonra uyanır. Bir de ne görsün eşeği kaybolmuş. Adam sağa koşar, sola koşar ama eşeğini bulamaz. Suyu, yemeği ve herşeyi kaybolmuştur. Artık çölü aşması, hayatta kalması da mümkün değildir. Nihayet hayattan bütün bütün ümidini kesmişken eşeği çıkıp gelir. Bütün eşyalar yerli yerindedir. Adam o kadar sevinir ki, bu sevinci esnasında Yüce Allah'a yalvarırken şöyle der: "Allah'ım sen benim kulumsun. Ben de senin Rabbinim." Dili sürçer. İşte Yüce Allah'ın günahkâr olan birinin tövbesine sevinmesi, bu adamın sevincinden çok daha fazladır.
  • Herhalde başka söze ihtiyaç yoktur. Rabbiniz sizi bu kadar seviyor. Bizi affetmek için bu kadar bahane yaratıyor. Yeter ki siz bir hamle yapınız. En daraldığınız, en ümitsizliğe kapıldığınız yerde O'nu yanıbaşınızda bulacaksınız. 
Hz. Peygamberin yumuşaklığı 
  • Zeyd bin Sa'ne Medine'de yaşayan zengin bir tüccardı. Gayrı müslim – yahudi – idi. Peygamberimizle bir ticaret yapmış ve Peygamberimiz ona borçlanmıştı. 
  • Borcun henüz ödeme zamanı gelmemiş olsa da Zeyd, Hz. Peygamberimizin yanına gider. Hatta son derece yakışıksız bir yöntem kullanarak Peygamberimizin yakasına yapışır ve "borcumu ver" diye bağırır. Hâlbuki borcunu almasına henüz 2 gün vardır. Hz. Peygamber (s.a.v.) ona henüz sürenin dolmadığını izah etse de adamın saygısızlığı devam eder.
  • Orada bulunan Hz. Ömer yerinden hışımla kalkar ve bu adamın üzerine yürür. Ve: "Ey Allah'ın düşmanı! O pis elini Hz. Resulullah'ın yakasından çek" diye bağırır. Hz. Ömer tam müdahale edecekken Peygamberimiz işaret ederek Hz. Ömer'i durdurur.
  • Sonra Hz. Ömer'e şöyle buyurur: "Hattab'ın oğlu! Biz senden böyle bir müdahale istemiyoruz. Bu adam alacaklı ben de verecekliyim. Biz senden şunu isterdik; Bana: 'Ey Allah'ın Peygamberi! Bu adamın parasını zamanı gelmemiş olsa da ver' demeliydin. Bu adama da: 'Borç böyle istenmez, daha güzel bir şekilde borcunu iste' demeliydin. İşte sen böyle yapmalıydın."
  • Sonra Hz. Ömer'e döner ve "şuradan hurmaları al ve adama borcumu öde." Sonradan da: "Şu kadar ilave hurma ver, ilave hurmaları da bu adamı korkuttuğun için ver" buyurur.
  • Hz. Ömer adamı alıp götürür ve borcu öder. Adam Hz. Ömer'e "beni tanıdın mı?" diye sorar. Hz. Ömer "hayır" der. Adam der ki; "Ben yahudi olan Zeyd bin Sa'neyim." Hz. Ömer şaşırır; "şu din bilgini, Tevrat'ı iyi bilen Zeyd mi?" Adam "evet" der. Hz. Ömer der ki; "Peki deminki saygısızlığının nedeni neydi?" Adam der ki; "Tevrat'ta son peygamberin özelliklerinin tümünü Muhammed'de buldum. Sadece bir özellik kalmıştı test edemediğim. O da şuydu; kendisine karşı cahilce davranıldığında yumuşaklığı, hilm ve affı artar deniliyordu. Ben bunu öğrenmek istedim. Anladım ki bu adam – Hz. Peygamber (s.a.v.) - ancak bir peygamber olabilir. Hadi beni O'na götür. İman etmek istiyorum."

Arama Kelimeleri:
İftar menüsü, ramazan yemekleri, iftar yemekleri, gün gün ramazan menüsü, iftar sofrası menüleri, günün menüsü, sofra, sofrabezi, yemek tarifleri, yemek tarifleri menüsü



Önceki tarif Next Post
Sonraki tarif Previous Post